ABD 6’lı masaya kayyum atadı
ABD’nin Türkiye’de 15 Temmuz günü alamadığı sonucu seçim yoluyla almak istediğini ifade eden Strateji Uzmanı Erhan Çalışkan, “Peşinen bilelim ki ABD stratejisinin kayyumu HDP’dir. İlk ödevi de 6’lı masayı ‘seçim HDP ile kazanılır’ üzerinden ipotek altına almasıdır” dedi.
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Erhan Çalışkan, HDP’nin desteğiyle oluşturulan 7’li koalisyon ile HDP kanadından gelen “Apo’yu salacağız” açıklamalarıyla oluşturulmak istenen atmosferi Yeni Asır’a değerlendirdi. ABD’nin Türkiye’de 15 Temmuz’la alamadığı sonucu seçim yolu ile almak istediğini ifade eden Çalışkan, “PKK’nın açıklamaları, görevli medya mensuplarının kampanyaları ve muhalefetin söylemleri söz konusu ABD stratejisinin bütünleşik üç yönüdür. 2023 seçimlerinin ne anlam ifade ettiği bu strateji üzerine okunmak zorundadır. 3 boyutlu operasyonun kritik hamlelerini açarsak; önce demokratik maske ile başlayalım, 6’lı masanın rolünü deşifre edelim. Peşinen bilelim ki ABD stratejisinin kayyumu HDP’dir. İlk ödevi de 6’lı masayı “seçim HDP ile kazanılır” üzerinden ipotek altına almasıdır. Bu gerçekleşmiş durumdadır” diye konuştu.
‘MİLLET TUZAĞIN FARKINDA’
Çalışkan, “2023 seçimlerine “Tek adam, iktidar yoruldu” temposu tutarak giren muhalefet aslında Türkiye’yi teslim almak isteyen ABD iradesini seçmenin gözünden ve aklından uzaklaştırmak gayretindedir. Ancak bu planı, senaryoyu, tezgahı bozacak bir geniş seçmen kitlesi var. Aziz milletimiz alçak uçuş yapan F-16’ları gördüğünde tuzağı hemen fark edip nasıl sokağa inerek direndi ise bugün de alçak uçuş yapan medya marifeti ile yürütülen bu tuzağı fark etmektedir ve direnerek cevap vermek için sandığa gidecek, bu tuzağı bozarak demokratik zaferini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.
“BUNLARIN DERDİ ERDOĞAN DEĞİL ÜLKEYİ PARÇALAMAK”

ERHAN ÇALIŞKAN’IN AÇIKLAMASINDAN SATIR BAŞLARI ŞÖYLE:
ABD, yönetemediği Türkiye’yi yönetebileceği hale getirmek için 3 strateji kurdu: Birincisi PKK ve Yunanistan’ı tehdit unsuru olarak örgütlemek. İkincisi NATO ile sorunu olan ülke imajını yaratmak. Üçüncüsü de 15 Temmuz ile alamadığı sonucu seçim yolu ile almak. ABD bu stratejilerin her biri için 3 aracı, taşeron kullanma kararı aldı. Birincisi Suriye’de butik Kürt devleti kurmak için PKK’yı taşeron yaptı.
MEDYA ÖRGÜTLENMESİ
İkincisi NATO için hapisteki NATO’cu/FETÖ’cü generalleri çıkartmayı planladı ve bunun için medya örgütlenmesi tasarladı. Üçüncüsü de seçim için 6’lı masa senaryosunu devreye aldı. Dolayısıyla PKK’nın açıklamaları, görevli medya mensuplarının kampanyaları ve muhalefetin söylemleri söz konusu ABD stratejisinin bütünleşik üç yönüdür. 2023 seçimlerinin ne anlam ifade ettiği bu strateji üzerine okunmak zorundadır. 3 boyutlu operasyonun kritik hamlelerini açarsak; önce demokratik maske ile başlayalım, 6′ lı masanın rolünü deşifre edelim. Peşinen bilelim ki ABD stratejisinin kayyumu HDP’dir. İlk ödevi de 6’lı masayı “seçim HDP ile kazanılır” üzerinden ipotek altına almasıdır. Bu gerçekleşmiş durumdadır.
‘KÜRT SORUNU’ MASKESİ
HDP/PKK yöneticilerinin açıklamalarına eşlik ederek 6’lı masayla yaptığı pazarlıkta vazgeçilmeyecek talepler ileri sürmektedir. Suriye ve Irak’taki operasyonların durdurulmasını desteğin şartı olarak ileri sürmektedir. Bunu meşru göstermek içinde “Kürt Sorunu TBMM’de çözülecektir” maskesi kullanılmaktadır. Nitekim haksız yere yatırıldığı iddiası ile FETÖ ve PKK terör örgütü üyelerinden hapiste yatanların Millet İttifakı iktidarında serbest bırakılacağı şimdiden dillendirilmekte ve sözüm ona onların masum olduğu izlenimi vermek için medya üzerinden ortam oluşturulmaktadır.
İKİ AYRI PROPAGANDA DİLİ
Dikkat edilirse kamuoyunu alıştırmak için iki propaganda dili kullanılmaktadır. Birincisi iktidarın 2013 yılından sonraki FETÖ ile mücadelesinde Erdoğan’ın kazandığı başarıyı “2013 yılından önceki gündemlerle karartma” yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemi sipariş alan muhalefet yanlısı medya operatörleri hapishanedeki örgüt üyelerini ve KHK ile görevden alınanların masum olduğu propagandasını açıktan yürütmektedirler. İlginç olan bu konuda öne çıkan gazetecilerin geçmişe bakıldığında bu rollerinin 2013 yılından beri devam ettiği görülmektedir.
KHK’LILAR DÖNECEK BEYANI
İkinci kullanılan yöntem ise bugün PKK ile masaya oturmayı meşrulaştırmak için geçmişte denenen çözüm süreci örnek gösterilerek kamuoyuna “Erdoğan beceremedi biz çözeceğiz” mesajı verilmekte ve bunun adı olarak “Demokratik Güçlerin İşbirliği” etiketi kullanılmaktadır. Dolayısıyla ABD’nin yönetemediği Türkiye’yi teslim almak için 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın devrilmesi için kurduğu bu oyunun sonuç alabilmesi için en çok önemsediği ve desteklediği zemin “Demokrasi, insan hakları ve özgürlük” maskesini kullanarak kamuoyunu söz konusu sonuçlar için hazırlamaktadır. Nitekim Kılıçdaroğlu tarafından KHK’lıların devlet kadrolarına geri döndürüleceği beyanını hatırlayalım.

SÜRECİN TARZI SÜRPRİZ DEĞİL
15 Temmuz darbesi dahil Kılıçdaroğlu’nun 2013’ten bu yana FETÖ ve PKK konusunda uzlaşmacı ve pazarlığa oturucu söylemlerini hafızamızda canlandıralım. 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı olarak HDP ile yürüttüğü sürecin tarzının sürpriz olmadığını göreceğiz. 6’lı masa tüm bu işbirliklerini örtmek için Erdoğan nefreti üzerinden farklı partileri birleştirerek, depremi istismar ederek ve muhalefet yanlısı Fondaş medya aracılığıyla da “Hapistekiler demokrat ve özgürlükçüdür. İçerde olmalarının sebebi bu diktatördür” kampanyasını yürütmektedirler.
KİRLİ OPERASYON, NOTER
Ancak tüm bu planı, senaryoyu, tezgahı bozacak bir geniş seçmen kitlesi var. Bu seçmen kitlesi AK Parti’yi de konsolide eden, teröre asla geçit vermeyen milliyetçi seçmendir. Bu seçmen kitlesine seslendiğini iddia eden İYİ Parti’nin, Memleket Partisi’nin, Ata İttifakı’nın söz konusu bu tuzakları bozmak bir tarafa taşıyıcısı, taşeronu ve uyumlu adresler olması milliyetçi seçmenin dikkatinden kaçmıyor. Nitekim İYİ Parti’nin masadan ayrılması için baskı uygulayan bu seçmen duyarlılığı oldu. Akşener’in masadan ayrılırken “kirli operasyon, pazarlık, noter” suçlaması bu seçmenin tespitini ve talebini ifade ediyordu. Ancak bir irade (yukarıda anlattığımız iradedir bu) tekrar masaya dönmesini koordine etti. Peki neyi amaçlayarak; yaşanan olaylardan çok net anlaşılıyor ki aslında ABD liderliğinde en baştan beri kurulan oyun bir CHP-HDP koalisyon iktidarı idi ve bunu örtmek için oy oranına bakmaksızın Erdoğan düşmanı partiler ve İYİ Parti kullanılarak seçmen nezdinde bu büyük tuzağın fark edilmemesini sağlama gayretidir.
ALÇAK UÇUŞ YAPAN MEDYA
2023 seçimlerine “Tek adam, iktidar yoruldu” temposu tutarak giren muhalefet aslında Türkiye’yi teslim almak isteyen ABD iradesini seçmenin gözünden ve aklından uzaklaştırmak gayretindedir. Ancak aziz milletimiz alçak uçuş yapan F-16’ları gördüğünde tuzağı hemen fark edip nasıl sokağa inerek direndi ise bugünde alçak uçuş yapan medya marifeti ile yürütülen bu tuzağı fark etmektedir ve direnerek cevap vermek için sandığa gidecek, bu tuzağı bozarak demokratik zaferini sürdürecektir. Bu millet 15 Temmuz gecesinde “Bunların derdi Erdoğan değil ülkeyi teslim almak” bilinciyle hareket ettiği gibi yine, “Bunların derdi Erdoğan değil, ülkeyi parçalamak” bilinciyle iradesini ortaya koyarak tercihini Cumhur(iyet) İttifakından yana oy kullanarak ortaya koyacaktır.
YENİ ASIR – Haberin Orijinali İçin Tıklayınız